7 Kasım 2018 Çarşamba

Banane

     bu güne kadar hep hep muhteşem renk dengesine sahip, süper kompozisyonu olan, anatomi kurallarına yüzdeyüz sirayet eden çizimlerle uğraştık. Çocuklar bile böyle yaptığına alkışlandı. Halbuki kendi gözlerindeki kafesi alkışladı insanlar. Oysa çocuk öylemiydi. Aldı eline 1 liralık kalemi ve karaladı derdi bişey çizmek değildi. O bi deneyimdi onun için.

     "Vaaay uzun bi çubuk ve beyaz bişeye sürtünce iz çıkıyo. Aaaa çok güzeeel"

     "Bak anne seni çizdim dedi" Bir olduğu yere özlemle...

     Koca kafalı eğri büğrü bi tipleme, belki insana bile benzememişti. ev işi, mutfak, komşular, vitrindeki ayakkabı hepsi birlikte şöyle bi göz ucuyla baktı kendi save noktasına... Gene sevmediği arkadaşından gelen mesaja tıklamamak için mausun ucuyla kapatması gibi:

      "Aa çok güzel olmuş kızım" dedi ve kulağındaki radyasyona geri döndü ağdalı kelimeleriyle. Bir insanla bir insanın üremesi için ortaya konulan ritüel hakkında konuşmak daha önemliydi. Halbuki kızın kağıdında yepyeni bir deneyim vardı. Ev işi, Mutfak, Komşular ve vitirindeki ayakkabının umrunda değildi ama. Nede olsa bi bihter yada behlül çizimi değildi...